Küçük yaşlarda müziğe ilgisinin olduğunu söyleyen Sümeyra Çakır bir söyleşide müziğe olan sevdasını şöyle anlatıyor: “Annem babam müzisyen değildi ama, müzik severdi. 11 yaşındayken konservatuara gitmeye ve keman çalmaya içim gidiyordu. Olmadı ama o sıralar annem bana bir mandolin armağan etti. Ben de hevesimi mandolinden aldım. Liseyi bitirdikten sonra tekrar konservatuara gitmeyi denedim, yine olmadı. Mimarlık öğrenimine başladım.” Nazım Hikmet’in şiirlerini okuduğu gerekçesi ile yurttaşlıktan çıkartıldı. Sonrasında yaşamına, Almanya Frankfurt’ta devam etti. Yakalandığı amansız hastalık nedeniyle 5 Şubat 1990 yılında yine bu şehirde bedenen aramızdan ayrıldı.
21 Eylül, 2019
Sümeyra Çakır
Küçük yaşlarda müziğe ilgisinin olduğunu söyleyen Sümeyra Çakır bir söyleşide müziğe olan sevdasını şöyle anlatıyor: “Annem babam müzisyen değildi ama, müzik severdi. 11 yaşındayken konservatuara gitmeye ve keman çalmaya içim gidiyordu. Olmadı ama o sıralar annem bana bir mandolin armağan etti. Ben de hevesimi mandolinden aldım. Liseyi bitirdikten sonra tekrar konservatuara gitmeyi denedim, yine olmadı. Mimarlık öğrenimine başladım.” Nazım Hikmet’in şiirlerini okuduğu gerekçesi ile yurttaşlıktan çıkartıldı. Sonrasında yaşamına, Almanya Frankfurt’ta devam etti. Yakalandığı amansız hastalık nedeniyle 5 Şubat 1990 yılında yine bu şehirde bedenen aramızdan ayrıldı.