Aşık Daimi Baba’nın yakın dostu Halk Bilimcisi duayen Nejat Birdoğan’ın anlatımından.
Kaynak: 1995 yılında Ahmet Koçak’ın Radyo Umut’ta Nejat Birdoğan ile gerçekleştirmiş olduğu söyleşi.
Rahmetli Aşık Daimi, en yakın dostlarımdandı. Onun sazdaki ustalığını inkar edecek babayiğit yoktur sanırım. Tercanlı, İmam Rıza Ocağı’ndandı. Çağın gerçeklerini anlamış, pırıl pırıl bir insandı.
Bir ara plakçılar çarşısında bir iş yeri açmış, epeyce de bu alanda yararlı olmuştu. Ancak günlük ekonomik krizler burayı kapatmasına neden olmuştu.
Aşık Daimi daha sonra İstanbul’un Aksaray semtindeki oto işhanında Davut Sulari’nin akrabası Ali Soylu Dede’yle birlikte bir dükkan açtılar. Dükkanda saz satarlardı.
Rahmetli Aşık Daimi yazdığı şiirleri çalıp okur, ustaların deyişlerini de büyük bir maharetle sergilerdi. Sağlığında ben İstanbul’a, O Ankara’ya gelip gittiğimizde hep birlikte olurduk. Akşam sofralarımızın tek konusu şiir ve müzik olurdu. Kimi deyişleri bugün bile en usta sanatçıların dağarcığında yer almaktadır.
Mahmut Erdal’ın Aşık Daimi hakkındaki anlatımından.
Fotoğraf: Mahmut Erdal ve Ayhan Aydın
Fotoğraf Kaynak: Ayhan Aydın
Daimi, gece yarıları uykusundan kalkarak şiirlerini yazardı. Her gün akşama kadar Alevi halk müziği ile ilgili olan bir kişi düşünün; Alevilerin yüzyıllardan beri süregelen deyişleriyle içli dışlı olan bir kişi düşünün, ki Aşık Daimi olsun. Doğal olarak ruhu inceliyordu. Geceleri uyku uyumadığını da biliyorum. Kimi zaman gece 3’ten, 4’ten sonra kalkıp bu şiirlerini kaleme alıyordu.
Daimi’nin şiirlerini iki parçaya ayırmak mümkün: Bireysel duygularını işlediği şiirler. Sözgelimi:
Bir seher vaktinde indim bağlara
Öter şeyda bülbül gül yarelenir
Bakmaz mısın sinemdeki dağlara
Derdimi söylesem dil yarelenir
derken bireyseldir. Ama bir yandan da (...) :
Bana eğilsin melekler
Madem ki ben bir insanım
derken tüm Türkiye’de o zaman için var olan yirmi milyon Alevi’ye bir şey anlatıyordu. Bu Hakk’ın insanda tecelli etmesiydi. (...) Alevilerde var olan ‘’Hakka yürümek’’ sözcüğü - ki ölümün yerine kullanılan bir sözcüktür - ben Daimi’den dinlemiştim, öğrenmiştim. Ya da biz ‘’filan kişi öldü, onu toprağa verdik’’ derken, Daimi ‘’Hayır, böyle demeyeceğiz’’ diyordu: ‘’Hakka yürüdü ve onu yolcu ettik’’.
Nejat Birdoğan
Kaynak: Radyo Umut, 15 Kasım 1995 (Aşık Daimi’yi Anma Programı)
Arşiv: Ahmet Koçak
Fotoğraf Kaynak: R. Radyo Dünyası, 1952
Arşiv: Abdullah Bozdemir
“Bir gün üç tane ozan var; Aşık Nesimi, Feyzullah Çınar, Aşık Daimi, adamlar langır langır söylüyor şimdi bana sen de çal söyle dediler benimkisi ama keman dedim. Olsun dediler. Ben de aldım onu boynuma bir rahle yaptım hemen koydum şiirleri üç tane işte zaten orada üç tane söyleyeceğim.
Erenler dedim özellikle Nesimi’ye, sizin yanınızda bir şey okumak bizim haddimize değil utanıyorum dedim. Hepiniz kafadan bir şeyler söylüyorsunuz Nesimi ne dedi biliyor musun? Derviş baba dedi en iyisini sen yapıyorsun, neden? Bizim bazen bant kopuyor sen farkındasın bunun.
Derviş Kemal’in anlatımından.
OZANLAR ODASI
Sosyal Medya
Tema Tasarım Kaynak Belirterek Sitemizdekileri Paylaşabilirsiniz | Her Hakkı Saklıdır 2021