18 Ocak, 2025

Aşık Veysel'in Son Günleri

 


1973’e girerken Veysel’in kanser olduğu anlaşılmıştı. Ankara’da yattığı hastane ziyaretçi akınına uğruyordu. Gazeteciler Veysel’in fotoğrafını çekmek, onunla söyleşi de bulunmak için adeta yarışıyorlardı. Kuşkusuz tüm bunlar Veysel’i sıkıyordu. Gönül gözüyle dünyaya bakan Veysel, kimi içtenlikten yoksun durumlardan da rahatsız oluyordu. Doktorların hastanede kalması önerisini reddedip, 1973 Ocak ayının ilk haftası içinde köyüne dönen Veysel, yaşamdan da umudu tümüyle kesiyordu artık. Sivrialan köyü‘ne gidip kendisini ziyaret eden ve söyleşi de bulunan bir gazeteciye Veysel: “Ben artık, kendi kaderine terkedilmiş bir insanım. Bir bina eskiyince çöküntü başlar. İnsanlar dünyada bir iz bırakmalı, arkasından anılmalı.” diyor ve ağlayarak şu şiirini okuyordu:

Şu dünyaya geldim ne oldu karım
Geçirdim günümü gaflet içinde
Geldi güz ayları geçti baharım
Geçirdim günümü gaflet içinde

Ne bir aydın olup ileri gördüm
Ne bir Mecnun olup Leyla’yı sordum
Ne bir doğru yoldan hedefe vardım
Geçirdim günümü gaflet içinde

Gezdim dere tepe niceler gibi
Bulutlu karanlık geceler gibi
Bir gemi deryada bocalar gibi
Geçirdim günümü gaflet içinde

Veysel ne ararsan kendinde ara
Tükenmez varlıklar vermiş kullara
Çalışıp da yaklaşanlar o yere
Geçirdim günümü gaflet içinde

07.01.1973 Yeni Ortam Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YAZI ARŞİV