Babamız Seyrani neslimiz ulu
O içmiş pirinin elinden dolu
Bize o gösterdi hakikat yolu
Bu yolda yürüyen kervanımız var
Aşık Dudu der ki yanıyor içim
Mevla'm her kuluna vermiş bir biçim
Üç yiğidin Hakk'a gönderdim göçün
Dünyadan ahrete devranımız var
Ölen oğulları için söylemiş olduğu ağıtlardan:
Sait İçin
Makineye bindirdiler
Develi'ye indirdiler
Oğlun ile bayram diye
Eller beni kandırdılar
Develi'nin yolu bayır
Yine yandım cayır cayır
Ne ettim Allah'ım sana
Ha biraz da beni kayır
Çatıldı mı ocak taşı
Yandı ciğerimin başı
Acep buluştu mu ola
Sayid'imin nazlı eşi
Mehmet İçin
Sana n'oldu bana n'oldu
Açılan güllerim soldu
Elin kızı yas mı tutar
Anan ciğerini yoldu
Erciyes'in güney yüzü
Gün değerse erir buzu
Tez gel ağ Mehmed'im tez gel
Durmaz gider dayın kızı
Abdullah İçin
Kara palto tırnağında
Kendi zabit örneğinde
Böyle yiğit töremedi
İdirisler derneğinde
Susuz yerde söğüt bitmez
Bitse de şıvgının atmaz
Öksüzlükten kurtuldum ya
Yetimlik serimden gitmez
Evimizin üstü harman
Kalmadı dizimde derman
Abdullah Mehmet gelirse
Anan size olur kurban
Aşık Dudu söyler geçer
Şu dünyada kaldım naçar
Çok dertlere oldum duçar
Yanarım tütünüm tütmez
Aşık Dudu Karabıyık 1989 yılında 104 yaşında, Develi'de bedenen aramızdan ayrılmıştır.
*Aşık Ali Çatak: 1924-1996 yılları arasında yaşayan Develi'li aşık, Seyrani'ye olan ilgisi ve sevgisi ile bilinmektedir. Yaşamında Seyrani ile ilgili birçok araştırma ve inceleme yapmış ve Seyrani Baba adına bir de kitap yazmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder